20 Mayıs 2012 Pazar

Ve Akdeniz!


Floransa’dan sonraki planımız kuzeye devam ederek Cenova’ya gitmek. Ama ikinci gün yaptığımız şehir turu ve Michelangelo Tepesi ziyareti nedeniyle Floransa’dan ayrılmamız zaman alıyor. Oysa Cenova’ya geçmek isteme sebebimiz, kardeşimin yabancı bir blogtan okuduğu Floransa-Cenova tren yolculuğu hakkında bir yazı. Kardeşimin yazıdan öğrendiğine göre, deniz kıyısından yapılan yolculuk muhteşem Akdeniz manzaraları eşliğinde gerçekleşiyor. Ve kardeşim Viyana-Bratislava-Roma-Siena-Floransa-Pisa’da geçen denizsiz günlerin ardından artık bir Akdeniz havası almak istiyor. Ayrıca planda Cenova’ya yakın Portofino’yu da görmek var ama yetişmeyeceğini anlayınca burayı gözden çıkarıyoruz. Yolculuğun geceye kalma riski sebebiyle seyahatin Cenova ayağı bize biraz gereksiz olacakmış görünüyor. Bir de Pisa’ya giderken trende konuştuğumuz bir Hollandalı Bologna’yı gördüğünü ve çok güzel bulduğunu söyleyince acaba Bologna üzerinden mi Venedik’e geçseydik düşüncesiyle epey bir kafamız karışıyor.

Bunlara rağmen kardeşimin ısrarıyla planımızı değiştirmiyoruz, Floransa’dan Cenova’ya doğru yola çıkıyoruz. Zaten yolun ilk kısmı bir önceki günkü gibi, Pisa’ya doğru gidiyor. 157 kilometre sonra La Spezia Central istasyonunda aktarma yapıyoruz. Pisa’dan sonra Cenova Piazza Principe istasyonuna 2,5 saat kadar süren bir yolumuz var. Pisa’yı geçtikten sonra Akdeniz’i görme umuduyla yolculuğumuza devam ediyoruz. Ama yok. Gidiyoruz, gidiyoruz, deniz görünmüyor. Sonra bir tünele giriyoruz, bitmek tükenmek bilmiyor. Son bir umut diyorum ki: “Şimdi bu tünel bitecek ve müthiş bir Akdeniz manzarası karşımıza çıkacak.” Bingo, aynen öyle oluyor. Tepeden görünen Akdeniz’in üzerinde güneş muhteşem bir şekilde batıyor. Derin bir nefes alıyoruz.

Ancak manzara çok sık tünellerle kesiliyor. Gerçekten yolculuk “Akdeniz manzarası eşliğinde muhteşem bir yolculuk” olarak anlatılacak gibi değil. Zaten bir süre sonra da hava kararıyor. Cenova’ya yaklaştıkça kısa bir süre önce yaşanan sel felaketinin izlerini görmeye başlıyoruz. Kardeşim yol üstündeki çok güzel beş Akdeniz köyünden söz ediyor. Portofino’nun sırt çantalı interrailcileri bunalıma sokabilecek kadar lüks bir yer olduğunu öğrenip gitmekten tamamen vazgeçmiş olmamız sebebiyle, ertesi gün Cenova’yı beğenmezsek Cinque Terre adı verilen bu küçük köyleri ziyaret etmeye karar veriyoruz.

Ve Cenova maceramız başlıyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder