13 Ocak 2012 Cuma

Hundertwasser Evleri




Daha önce bir kere gitmeye yeltendiğimiz, ancak yerini bulmakta zorlandığımız, sonra da hava karardığı ve soğuduğu için vazgeçtiğimiz Hundertwasser evlerine, kasımın son günlerinde yakaladığımız açık ve güneşli havayı değerlendirmek amacıyla gidiyoruz. Viyana'da gitmesi en karmaşık turistik simgelerden biri olan bu evlerin yol tarifi şöyle: Trenden Landstrasse'de inip yukarıya çıkınca önce sola, İnvaliden Strasse'de tekrar sola, ileride Marxergasse'de, ikinci soldan Bechardgasse'ye, ilk sağdan Kegelgasse ve doğruca Löwengass ile kesiştiği köşede Hundertwasser Evleri!

Hundertwasser evleri, tarihi ve son derece gösterişli binalarına tezat olarak, şehrin merkezi olmayan yerlerinde sık sık göze çarpan toplu konutlarıyla aklımda yer eden Viyana'da, toplu konut gerçeğine getirilen yaratıcı bir fikir olarak göze çarpıyor. Güçlü bir sosyal demokrat geçmişe sahip Viyana'da çok sayıda toplu konut, aynı zamanda bu toplu konutları sanat eserine dönüştürecek nitelikte sanatçılar bulunuyor.

Ancak bu durumun genel bir uygulama olduğunu söylemek olanaksız. Her ne kadar bu evlerde insanlar yaşasa da bu yaratıcı yaklaşım benzerleri için çok da esin kaynağı olmamış. Onun yerine bu evler Viyana'nın turistik simgelerinden biri haline dönüştürülerek turist pazarına açılmış.

Şehrin kuzeyinde yer alan evlerin dış cephesinde her daire asimetrik çizgilerle birbirinden ayrılmış, farklı renklere boyanmış, değişik pencerelerle süslenmiş ve hem cephesindeki hem çatısındaki bitkilerle yeşillendirilmiş. Ortaya gerçekten her ayrıntısı dikkatle incelenecek bir sanat eseri çıkmış.

Binaların içine insanlar yerleşmiş, dışı da kafelerle ve dükkanlarla dolu bir turizm alanı haline dönüştürülmüş. Evlerin içi doğal olarak ziyarete kapalı olduğu için dışını inceleyip çevresini gezdikten sonra karşısındaki çarşıyı dolaşıyoruz. Çok hoş hediyelik süs eşyaları var, ancak çok pahalı. Zaten pahalı olan Viyana'nın genelinden de pahalı.

Çevrede bir müddet dolaştıktan sonra Tuna yakınındaki Hundertwasser Müzesi'ne gidiyoruz. Müzenin bahçesi çok güzel. Yazın kafeye dönüştürülen alanda mevsim itibariyle kimseler yok. Müzeyi gezmeyip iç mekandaki kafede oturuyoruz. Sessiz, sakin, huzur verici.

Viyana'nın modern simgelerinden birini yaratmış olan bu ilginç adamın hayatı ve çalışmalarıyla ilgili detaylar bulabileceğimiz müzeden, ilerde bir gün tekrar ziyaret etme amacıyla ayrılıyoruz. Untere Weißgerberstraße 13 adresindeki müze, pazartesi günleri ziyaretçilerine indirimli giriş imkanı sunuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder